‘ Eleştiri’ sözcüğü, bir kişiye ya da bir şeye yöneltilen olumsuz nitelikte yargılayıcı bir ifade ile günümüzde kullanılmaktadır. ‘Eleştirel’ sözcüğü yukarıdaki anlama göre günümüzde algılanmaktadır. Algılanan bu yapı ile eleştirel düşünme çok farklı anlamlar içermektedir. Eleştirel düşünme, İpşiroğlu’na (1997, s. 33) göre “sorunların özüne inen, farklı açılardan irdeleyen, anlamaya çalışan, gerekirse karşı çıkabilen bir düşünme biçimi”dir. Bu yapı ile günümüzde kullanılan yapı çok farklıdır. Toplumumuzda bir şeyi araştırmak, bir bilgiyi elde etmek veya bir düşünceyi söylemek ve yapmak çok azdır. Oysaki Eleştirel düşünmenin detayına inildiğinde yukarıda bahsedilen kullanım ile çok farklıdır. Alıntı yapmış olduğum tanım ile eleştirel düşünmeyi kısıtlamamak gerekir. Çünkü Eleştirel Düşünme daha iyi anlaşılabilmesi için ayrıntılı bakılmalıdır.
Eleştirel Düşünme için düşünmek yeterli olamayabilir çünkü yapacağımız bir araştırmayı veya başka bir konuyu eleştirel düşünmek gereklidir. Bu düşünce her bireyin sahip olması gerekn bir parçasıdır. Eğer bu parça bireyde eksik olduğunda sorunların çözülmesi zorlaşmakta ve zaman almaktadır. Birey çözeceği sorunları farklı bakış açıları ile düşünmeli ve not etmelidir. Not ettiği bu düşünceler sorunların çözümünde kolaylık sağlayacaktır ve sorunları çözdüğünde, kendini geliştirdiğinin farkına varmış olacaktır. Birey bu sorunları not ederek bir süreçten geçmektedir. Eleştirel düşünmede bu bakımdan bir süreçtir. Bu süreç ise zihinsel işlemi içinde barındırıyor olması düşünmenin zihin ile bağlantılı olduğunu göstermektedir. Türk Dil Kurumunun düşünmenin tanımında da zihin ile ilgili bilgi yer almaktadır.Türk Dil Kurumu’na göre düşünme:
Zihinden geçirmek, bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, zihin ile arayıp bulmak, zihinsel yetiler oluşturmak, bir şeye karşı ilgili ve özenli davranmak, tasarlamak, akıldan geçirmek, göz önüne getirmek, hatırlamak, değerlendirmek, ayrıntıları iyice incelemek, tasalanmak, kaygılanmak, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek şeklinde tanımlanmaktadır.
Yukarıda Türk Dil Kurumu’ndan alıntı yapmış olduğum tanımdır. Bu açıklamaya göre düşünmenin zihin ile bağlantılı olduğunu görülmektedir ve eleştirel düşünmede zihin ile bağlantısı vardır. İncelediğimiz bu konu düşünmenin bir parçasıdır. Düşünmede bireyin hayatında her alanda yer almaktadır. Hayatdan bir örnek vermek gerekirse, bu yazmış olduğum makaleyi verebilirim. Bu makale hem eleştirel düşünme hakkında hem de günlük hayatda düşündüğümüzü göstermek içindir. Bir insan düşünmeden bir ürün elde edemez. Düşünme bizlerin bir zihne sahip olduğumuzu ve bu zihin ile parçaları birleştirerek yeni bir ürün elde etmemizi sağlar. Bu ürün belki hayatımızı yeniden şekillendirir ama belki de şekillendirmez. İşte bu düşünceler bizlerin hep zihninde yer edinmiştir.
Eleştirel düşünmede California Eletirel Düşünme Eğilimleri Ölçeğinin özgün biçiminde yedi eleştirel düşünme eğilimi tanımlanmıştır. Bu tanımı sizler için inceledim ve sizlere bu makalede anlatacağım. Tanımlanan eğilimler:
· Doğruyu arama: Doğruyu aramak için birçok seçeneği farklı düşünceler ile günlük hayatda değerlendiririz. Yapılan bu ölçekte bu eğilime sahip bireyler doğruyu bulmak, sorunu araştırmak ya da kendi fikirlerine ters düşmüş konu hakkında bile nesnel davranma eğilimi göstermişlerdir. Eleştirel düşünmede kendi fikirlerimiz çok önemlidir ama doğruyu aramak için birçok seçeneği değerlendirmek gerekmektedir. Doğruyu ararken kendi fikirlerimiz ile çakışsa bile nesnel davranmamız gerekmektedir. Örneğin, Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. Bu vermiş olduğum örnek hakkında ne kadar düşünsek bile bu nesnellik değişmez. İstediğimiz kadar başkent istanbul ya da başka şehir olduğunu söylesek bile bu nesnellik değişmez. Doğruyu arama kısmında bu konudan değinilmiş ve bireyler bu olaylar karşısında bile nesnel davranmışlardır.
· Açık fikirlilik: Her fikre çık olmamız gereklidir. Bu eğilimdde de bundan bahsedilmektedir. Bireyler kendi düşünceleri dışındaki yaklaşımlara karşı duyarlı ve hoşgörülü olmalıdır. Bu eğilimdeki kişiler başkalarının fikirlerini dikkate aldığı gözlemlenmiştir. Bu eğilime sahip bireyler tüm fikirleri dinledikleri, inceledikleri gibi kendi konuları hakkında bu fikirleride göz önünde bulundururlar.
· Analitiklik: Bu eğilime sahip bireyler sorunlar karşısında nesnel kanıtlar ve akıl yürütme olayını kullanmışlardır. Sorun ile karşı karşıya kalan bu bireyler zor konular olsa bile bu olaydan vazgeçmemişlerdir. Sorunlar karşısında nesnel ve sakin olmak zor olsa bile bu eğilime sahip olmak sabır gerektirir. Çünkü zor sorunlarda bireyler akıl yürütmede zorluk yaşamakta ve stres altında kalmaktadır.
· Sistematiklik: Adından da anlaşılacağı gibi bu eğilimde sistemli, planlı olma gibi konular geçmektedir. Bu eğilime sahip bireyler örgütlü, planlı ve dikkatli araştırma yapmaktadırlar. Bunları yaparken bir süreç olmaktadır. Bu süreç karar verme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Birey bu eğilime sahip ise araştırmasında ya da herhangi bir düşüncesinde planlı, örgütlü ve dikkatli olmak zorundadır. Çünkü, bu eğilime sahip bireylerin eğilimleri düşüncelerinde hep bu tarz konulara doğru eğilim göstermişlerdir.
· Kendine güven: Bu eğilimde bireyin kendi akıl yürütme süreçlerine duyduğu güvenden bahsetmiştir. Birey kendine güvenmez ise bir çok düşünce çöp olur. VAUVENARGUES yazarına ait bir sözde şunlar geçmektedir : “Büyük düşünceler, yürekten doğar”. İşte bu sözde bahsedilen olay bu konu hakkındadır. Kişi kendine güvenmez ise gelişmesi ve hayata olan bağlılığı gün geçtikçe olumsuz yönde artmaya sahip olur. Kişi ne kadar kendine güvenirse düşünceleri o kadar çok olur. Kendinize güvenin ki gelecek değişsin.
· Meraklılık: Bu eğilimde beklentisiz bilgi edinme ve yeni şeyler öğrenme isteği olarak geçmektedir. Birey ne kadar yeni bir şeyler öğrenme isteğine sahip ve meraklıysa düşünceleri o kadar çok olur. Yukarıda TDK’dan almış olduğum tanımda da zihin ile bağlantılı olduğunu söylemiştik. İşte meraklı bireyler zihninde araştırdığı konu hakkında birçok düşünceye sahip olacaklardır. Bir araştırmada meraklı olmak, o araştırmada öğrenmemize büyük katkı sağlamaktadır. Bu eğilimde meraklı olan bireyler beklentisiz bilgileri almak ve yeni bir şeyler kendine katkı yapmak istemiştir.
· Olgunluk: Bu son eğilimde ise zihinsel olgunluk ve bilişsel gelişimden bahsetmiştir. Ne kadar çok düşünceye sahip olsakta bu eğilimdede görüldüğü gibi bir olguluk olması söz konusudur. Olgunluk, bireyin gelişimine büyük olanak sağlamaktadır. İnsanın ne kadar olgun olduğunu eskilerin dediği gibi düşünceleri ve fikirleri belirler. Düşünceleriniz ne kadar olgun ise itibarınızda o kdar kuvvetli olacaktır. Olgunluk yaşta değildir, olgunluk düşüncelerinizde yatmaktadır. Ne kadar olgun düşünürseniz o kadar kendine güveniniz artacaktır.
Eleştirel düşünmede yukarıdaki gibi özelliklerini tanımlayan çalışmalar incelediğimizde, bu çalışmaların bireylerin doğruya ulaşma, mantıksal çerçevede irdeleme ve farklılıkları açısından açık bir biçimde ifade ederek, elde ettikleri yargıya ulaşmaya çalıştıklarını görüyoruz. Eleştirel düşünme, önemli becerileri içeren bireyler için gerekli bir kavramdır. Sağlıklı kararlar almak için gerekli ve öenmli bir yollardan bir tanesidir. Eleştirel düşünme geliştirilebilir bir yapıda ve öğretilebilir bir düşünme becerisidir.
Eleştirel düşünmede, bağımsız sonuç ve tartışmaların üretilmesi gerekmektedir. Çünkü düşünmedeki en önemli olay zihinde oluşan temel amaçtır. Eğer bir ürünü yani düşünceyi etraftan topladığımız bilgileri harmanlayıp ve zihnimizde kendi düşüncelerimizi oluşturuyorsak bağımsız bir sonuca varmış oluruz ve kendimiz bir birey olarak kendi düşüncelerimizi elde etmiş oluruz.
Eleştirel düşünceyi araştırırken özgü yeterlilikleri hakkında bilgilere değinildiğini gördüm şimdi sizlere bu yeterlilikler hakkında bilgiler vereceğim.Öncelilikle Özgü yeterliliklerinden bahsedeyim. Özgü yeterliliği kısaca kişiye yada bir şeyde bulunan ve ona yeterli olması anlamına gelmektedir.Eleştirel düşünmenin kendine özgü bazı yeterlilikleri vardır bunlar şöyledir: * Bir soruya yoğunlaşma, * Argümanları çözümleme, * Soru formüle etme ve çözümlemedir.
Eleştirel düşünmenin öğretilmesine yönelik modeller vardır. Bu model geliştirme yaklaşımı Dewey’in 1933’te kullanmış olduğu “tepkisel düşünce“ yapısına kadar gidebiliriz.
ELEŞTİREL DÜŞÜNME VE EĞİTİM
Eleştirel düşünmeyi incelediğimizde eğitimdeki yeri tanımı ve yukarıda yazılanlarla ilişkili olarak çıkmaktadır. Eleştirel düşünmenin tanımında ve düşünmede de zihinden fikirlerin geçmesi, bir ürünün ortaya çıkmasını ele almış ve eleştirel düşünmede kişilerin bağımsız sonuçlar çıkarması yer alıyor; eğitimi ele alırsak eğitimde de bir bireyin gelişmesi yer almaktadır. Eleştirel düşünme bu bakımdan eğitimde yeri ve önemi açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Eleştirel düşünmenin halk dilinde yanlış anlaşıldığına değinmiştik. Bu toplumumuzda ve kültürümüzde bazı değişikliklere gidilmesi gerektirdiğini göstermektedir. Eğitim alanında uzun çalışmalar sayesinde yukarıda anlatılan küçük ama boyut olarak büyük olan bu yanlış anlaşılmanın eğitim ile değiştirilmesi gereklidir. Türk Milli Eğitim Bakanlığında eleştirel düşünme eğitimi açık bir şekilde belirtilmiş fakat bu düşünme biçimi günümüzde ne kadar uygulanıyor tartışılır. Günümüz eğitimde birçok değişikliğe gidilmesi gereklidir. Eğitimimiz ne kadar geri kalırsa bireysel gelişmemiz o kadar geri kalır. Düşünme biçimi olarak bir bireyi geliştirmede eleştirel düşünmenin yeri yukarıda ve yapılan araştırmalarda etkili olduğu gözlemlenmiştir. Ve Türk Milli Eğitim Bakanlığına göre bu düşünme biçimi açık bir şekilde genel amaçlara eklenmiştir.
Eleştirel düşünme öğretilebilir ve öğrenilebilr bir durumdur, bu durum birçok araştırmalarda ve bu becerileri çıkarmaya yönelik araştırmalarda yapılmıştır. Seferğlu ve Akbıyık(2006), araştırmalarında incelediğimiz düşünme becerisine yer vermiş ve bu bireylerin daha etkin bir rol aldığını gözlemlemiştir. Bu araştırma, bir birey açısından bakıldığında öğrenmenin ve düşünmenin birlikte bir birini desteklediği görülmekte ve önemli olduğu söylenebilir. Öğrenme stillerine ve eleştirel düşünmeye baktığımızda bu ikisi bir araya geldiğinde bireyin bilgi yönünden olgunlaşması yani gelişmesi daha hızlı olmaktadır. Çünkü bireyin öğrenmesi için birçok yol vardır bu olayda eleştirel düşünmenin özelliklerinde de vardır ve bu birçok yolu yorumlamak, zihinden geçirmek, yeni bir ürünü geliştirmek veya tasarlamak eleştirel düşünmede yer almaktadır. Düşünmenin genel yapısında da bu bahsedilen olaylar yer almaktadır. Bir Birey ne kadar çok düşünür ve araştırırsa o kadar çok araştırır. Eğitim yönünden de bu olay böyledir, düşünceler bir bireyi araştırmaya iter ne kadar çok düşünce o kadar çok araştırma ve bilgiye odaklanmaya sebep olur. Bu sebep olan araştırma sonucu birey eleştirel düşünme sayesinde yeni bir ürün elde etmiş olur. Burada bahsedilen ürün kelimesi sadece normal bir araç gereç ya da diğer konular olarak algılanmamalıdır. Buradaki ürün kelimesi anlam dışına çıkılarak bir bilgi, bir tasarım ya da başka bir şey elde etme anlamında kullanılmıştır. Bu elde edilen ürün bir araç gereç olur ya da yeni bir bilgi olur, burada bahsedilen amaç bireyin bu edinilen bilgilerden yeni bir şeyler elde etmesidir.
Eğitimde birçok öğretim yöntemi, modeli ve uzaktan eğitim gibi sistemler denenmiştir. Bu denen sistemlerin içinde de eleştirel düşünme becerisi yer almıştır. Eleştirel düşünme her sisteme uyarlanan bir yapıya ve sürece eşlik etmektedir. Eleştirel düşünme sürdürülebilir, öğrenebilir ve öğretilebilir bir yapıda olduğundan dolayı eğitimde önemli bir yeri vardır. Bu düşünme becerisi bireyin zihnini olgunlaştırırak yei ürünler elde etmesine ve çevresine olumlu bir katkı yapmasına sebep olur. Bu olay eğitim ve toplumsal olarak gelişmişliği göstermektedir. Gelişen toplumlar her türlü açıdan bir ileri seviyede olur.
İnsanların gelişmesi bir şeyleri düşünme ve öğrenmeyle başlamıştır. Bu gelişme insanları bu zamanki teknolojik gelişmelere kadar gelmiştir. Bu gelişmelerin altında düşünme ve düşünme becerileri yer almaktadır. Kendimizi geliştirme olayının en alt kısmında düşünmede yer almaktadır. Düşünen bir kişi birçok tasarım çıkartabilir.Eleştirel düşünmede yukarıda da bahsettiğim gibi ürünü yani düşünceyi etraftan topladığımız bilgileri harmanlayıp ve zihnimizde kendi düşüncelerimizi oluşturuyorsak, bağımsız bir sonuca varmış oluruz ve kendimiz bir birey olarak kendi düşüncelerimizi elde etmiş oluruz. Elde etmiş olduğumuz bu ürün kendi gelişmemizin bir meyvesi olur. Eğitim açısından bu anlatılan olaylar önemlidir. İnsan önce kendini geliştirmesi gereklidir bunun için etraftan topladığı bilgilerle ve kendi zihninde oluşturduğu bilgilerle kendi gelişmesini sağlayabilir.
Eleştirel düşünmede eğitime baktığımızda, öğretmen ve öğrenciler bu düşünme becerisinde yer almaktadır. Öğretmen ve öğrenciler bu düşünme becerisinde bir biri ile iletişim halinde olacaktır. Öğretmen anltacağı konularda öğrenciye düşünme ve tartışmaya yönelik bir yol açmalıdır. Açılan bu yolda öğrenci kendi düşüncelerini bu beceri yöntemi ile konuyu kavrayacak ve kendi zihninde o konu hakkında yeni bir ürün elde etmiş olacaktır. Öğretmene bu yolda düşen birçok görev vardır. Bu görevlere kısaca bakacak olursak şöyledir:
Öğretmen her öğrenciye değer vermelidir. Değer verilen öğrenci konuyu daha dikkatli dinler ve anlar. Bu sayede öğrenci konuyu anlamış olur. İkinci bir görevi ise ortak kararlar sağlamalıdır. Sağalanan bu kararlar öğrencinin güvenini ve değerini dahada artıracaktır. Bu arttırma konuyu pekiştirmede işe yarayacaktır. Üçüncü diğer bir görevi ise öğrencilerin bir problemi kendisi çözmesine inanması gereklidir. Bu gerçekleşmez ise öğrenci kendi problemini düşünmeden ve başkalarından alarak öğrenecektir ve bu öğrenme öğrencinin düşünme becerisine zarar verecektir. Dördüncü aşamamız ise şöyledir: öğretmen bu yapıyı oluştururken demokratik bir ortam kurmalıdır ve kurulan bu ortamın yavaşlığından dolayı sabırlı olmalıdır. Öğretmen yapılan etkinliklerde ve tartışılan konularda, öğrenci katılımını demokratik yaparsa, öğrencinin gelişmesini ve ortama güzel bir hava katmış olacaktır.
Öğretmen yukarıdaki görevler sayesinde eleştirel düşünme becerisi kullanarak duyusal zekayı kuvvetlendirir. Kullanılan bu beceri sayesinde gelişen bu zeka sayesinde öğrenci yeni ürünler elde etmiş olcaktır.
SONUÇ
Eleştirel düşünme, bireylerin farklı görüşlerini barındırması ve geniş bir kurumsal çerçeveye sahiptir. Eleştirel düşünme üzerinde yükseldiği düşünme beceri, yeterlilik ve tutumları açısından açıklıkla tanımlanabilir bir kavram olma durumuna gelmiş ve bu da doğal olarak eğitim yoluyla bireylere kazandırılabilir bir niteliğe kavuşmasını sağlamıştır.
Eleştirel düşünme yukarıdakiler incelendiğinde ve eleştirel düşünmenin araştırmalarına bakıldığında eğitimde veya hayat içinde önemli olduğu görülmektedir.
Araştırmamı şu aşağıdaki sözlerle son bulmak istemeden önce makalemi okuduğunuz için teşekkürlerimi sizlere sunarım. Yeni çalışmalarda görüşmek üzere.
≤ Şüpheniz varsa düşünün. Düşünün ki kendinizi geliştirin. ≥
* Şeref ŞEN
KAYNAKÇA
Güven M., KÜRÜM D. (2008) – Öğretmen adaylarının öğrenme stilleri ile eleştirel düşünme eğilimleri arasındaki ilişki – Anadolu Üniversitesi – Eskişehir
Tuncel M. , Dutoğlu G. – Aday öğretmenlerin eleştirel düşünme eğitimleri ile duygusal zeka
düzeyleri arasındaki ilişli – Abant İzzet Baysal Üniversitesi – Bolu
Şahinel S. – EĞİTİMDE YENİ YÖNELİMLER (1. Baskı Ağustos 2005) – Peğem Yayın Evi – 5. Baskı (Ekim 2011)- Ankara
ŞENŞEKERCİ E. , BİLGİN A. – Eleştirel Düşünme ve Öğretim (2008) – Uludağ Üniversitesi – Bursa
TDK (Türk Dil Kurumu) – Düşünme Nedir – Eleştirel Nedir – Erişim tarihi : 13 Mart 2018 – http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5aa989a3203741.11034339
http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.5aa989a753b174.32715446